top of page

Gelecek Yaşam İçin Besinlerin Evrimi

  • dytsedakoca
  • 29 Tem 2024
  • 3 dakikada okunur

Günümüz insanı nasıl ki teknolojik gelişmelere ayak uyduruyorsa aynı etkiyi besinler de gerçekleştirmektedir. Bazen gelişimlerini iklime ayak uydurarak sağlamaya çalışan besinlerimizin büyük miktarının kaynağını sağlayan bitkiler, bazen de insanoğlunun müdahelesi ile genetiği değiştirilerek ve verimi artırılarak adaptasyonunu sağlanmaktadır. Bitkiler ile uğraşmamızın büyük nedeni, gelecek nesillerin bugüne nazaran daha kalabalık olacağını öngörmemiz ve bir önlem almaya çalışmamızın sonucudur. Besinlerin gelecekteki evrimine yön verecek iki önemli etken vardır: insan nüfusunun hızla artması ve küresel iklim değişikliği.


ree

Nüfus artışı yeni karşılaşılan bir sorun değildir ama iklim değişikliği olayının 10 milyara ulaşması hatta geçmesi beklenen insan nüfusunu yeteri kadar besleyebileceği olasıdır. Sıcaklığın artması, yağmur yağış miktarı ve sıklığının sürekli olarak değişmesi, daha sık yaşanılması beklenen kurak havalar ve deniz seviyesinin sürekli olarak yükselmesi gıda üretim sistemlerini ve sürecini olumsuz etkilemektedir.


Dahası günümüzde kullanılan tarım uygulamaları iklim değişikliğini hızlandırmaktadır. Çünkü atmosfere salınan sera gazlarının önemli bir kısmı bu uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Bu sebeple gelecekte daha fazla bireyi doyurmak zorunda kalmayacağız, aynı zamanda bunu sürdürülebilir bir şekilde yapmamız gerekecektir.


Insan nüfusunun bir anda artmasının nedeni tarımın icat edilmesidir. Geçtiğimiz 250 yıl içinde nüfus artışı; buğday, patates ve mısır gibi temel gıda maddelerinin dünyaya hızla yayılması sonucu kaynağını almıştır. Bu yüzden evrimin ya da bitkilerin ve hayvanların yeniden düzeltilmesinin karşı karşıya olduğumuz bu sorunlardan kısmen de olsa sorumlu olduğunu söylemek mümkündür. Ancak evrim aynı zamanda bu sorunların çözülmesinde de yine kısmen rol almaktadır.


Yakın tarihte besinlerin evrimi için atılan bir adım olmuştur, Yeşil Devrim. 1940 ve 1980 yılları arasında tarım ürünlerinden daha fazla verim alabilmek ve bitkileri o günün koşuluna adapte edebilmek için atılan bir dizi adımları kapsayan sürece Yeşil Devrim denilmektedir. Yeşil Devrim’in amacı daha fazla ürün elde etmek amacıyla tohumların ıslahı, makineleşme, pestisit (tarım ilacı), kimyasal gübre ve sulama gibi çeşitli teknolojilerin tarımda kullanılmasıdır (2). Tabii ki her bilimsel araştırmada olduğu gibi bu konuda da bir fikir birliği sağlanamamıştır çünkü bu çabanın dünyadaki açlık sorununa bir çözüm getirmediğini, aksine doğal dengeyi ve insan sağlığını büyük bir etki ile bozduğunu belirten kişiler ve gruplar bu konuda araştırmalara başlamışlar ve bu uygulamaya karşı çıkmışlardır.


Yeşil Devrim’den önce tahılların sapları ince ve uzun olarak yetişmekteydi. Bu saplar hasat döneminden önce ağırlıkları sebebiyle kırılmaya başlıyordu. Bu familyadaki bitkiler yapraklarının ve dallarının gelişimine, tohumları için harcadıkları enerjiden daha fazlasını harcıyordu ve bu durum da bitkilerin verimini engellemekteydi. Bu devrimin üç ana tahıl ürünü açısından elde ettiği en büyük başarısı; bu bitkilerin saplarını kısaltarak kalınlaştırmasından ve bu sapları daha büyük tohumlara sahip bitkiler için daha fazla destek sağlayabilecek hale getirmesinden kaynaklanmaktadır (3).


Normal şartlar altında sosyal çözümler genel olarak gıda maddelerine duyulan talebin azaltılması, gıda israfının önlenmesi ve gelişmiş ülkelerde yaşayan insanları daha az et tüketmeye odaklanarak hayvan yemi olarak kullanılan tahıl ürünlerine duyulan talebin azaltılması gibi konuların üzerinde durmaktadır. Besinlerin evrim tarihinde meydana gelen yapay yeniliklerinin büyük bir kısmı insan elinden doğmuştur. Yemek pişirirken evrimin size sunduğu veya marketten aldığınız malzemeleri kullanırsınız. Burada çıkarılması gereken bir ders var mı? Evet, bence var. Evrim tıpkı iyi yemek pişirmek gibi malzemelerin sunduğu potansiyeli de iyi kullanmakla ilgilidir. Evrim tarihimiz gerçekten de beslenme düzenimizi ciddi manada şekillendirmiştir ve kapsama alanını oldukça genişletmiştir.


Beslenme konusunda yapılan araştırmaların bir çoğunun sonucunda da görüldüğü üzere zaman içerisinde değişim gösteren ve bu değişime uyum sağlayan gıdalar paralelinde bedenimiz de bu yeni gıdalara uyum sağlamakta hiç zorluk çekmemiştir. Doğal süreçte başlarda bedenimiz karşı çıksa da zaman içerisinde alışma sürecine girmiştir. Günümüzde sıkça karşılaştığımız besinlere bağlı otoimmün hastalıklar belki bizden sonraki nesiller için bir sorun teşkil etmeyecektir. Bunun sebebi değişen zaman içerisinde hastalıklara ve besinlere karşı geliştirdiğimiz adaptasyon yeteneğimizdir.


Zamanın sürekli olarak aktığı ve bizim de bu sürece süreklilik katmaya çalıştığımız şu günlerde durumun farkındalığını kavrayıp, daha sağlıklı günler geçirmeniz dileğiyle...


Referanslar


2. Hamdan, M. F., Mohd Noor, S. N., Abd-Aziz, N., Pua, T. L., & Tan, B. C. (2022). Green Revolution to Gene Revolution: Technological Advances in Agriculture to Feed the World. Plants (Basel, Switzerland), 11(10), 1297. https://doi.org/10.3390/plants11101297

3. Dash, P. K., & Rai, R. (2022). Green revolution to grain revolution: Florigen in the frontiers. Journal of biotechnology, 343, 38–46. https://doi.org/10.1016/j.jbiotec.2021.10.002


Diyetisyen Seda Koca – Beslenme ve Diyetetik, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi

 
 
 

Comments


  • Instagram
  • Whatsapp
  • Facebook
  • X
  • Linkedin
bottom of page